Müzik ve Biz

Müzik iki merkezli olarak tanımlanır. İnsan kulağının algılayabildiği seslerden oluşan bir malzeme ve bu malzemeyi ele alarak işleyen, düzenleyen bir insanın düşüncesi. İster basit bir ifadeyle, isterse felsefe boyutunda müziği tanımlamaya çalışalım. Karşımıza çıkan ilk şey insan duygu ve düşünceleridir. Müzik insan duygu ve düşüncelerinin estetik bir anlayışla belli bir sistem çevresinde ses yoluyla dışa vurumudur.

Müzik insan yaşamında binlerce yıldan beri öneli bir yer tutmaktadır. İlkel insanın doğadaki sesleri dinsel bir ayin şeklinde taklit etmesiyle başlayan müzik serüveni, bugün modern konser salonlarında devam etmektedir. Tarihsel süreçte müzik dönemlere göre bazen günah, ayıp, suç sayılmış, bazen dinsel bir etkileme ve tedavi aracı olarak kullanılmış, bazen de sanat dünyasında en saygın yeri almıştır. Ünlü düşünür Aristo ile ilgili olarak günümüzden iki bin yıl önce öğrencilerine şunu söylüyordu : "Duygularımızın anlatımı konusunda hiçbir şey ritm ve şarkı kadar güçlü olamaz. O halde bu güç mutlaka çocukların eğitiminde kullanılmalıdır." İnsan kendini çok etkileyen müziği tarih içerisinde başlı başına bir bilim dalı haline getirebilmek için bir hayli uğraşmıştır. Bu yolda ilk adımlar, müziği herkesin anlayabileceği hale getirecek evrensel bir dil oluşturmak yönünde olmuştur. İlkel müzik yazısından Ortaçağ’a kadar olan dönemden günümüze kadar kayda değer bir eser kalmamıştır. Ancak Ortaçağ’da kilisede başlayan ezginin iniş ve çıkışlarını gösteren basit işaretlerin oluşturduğu “neuma” lar (nöma) bugünkü evrensel müzik yazısının temelini oluşturmuştur.

Onbirinci yüzyılda İtalyan bir rahip okumayı kolaylaştırmak amacıyla renkli dizek çizgilerini ve bir ilahinin her bir satırının ilk hecelerinden oluşan nota isimlerini müziğe kazandırdı. Daha sonra üç veya dört çizgili dizeğe beşinci çizgi eklenerek gelişim devam etti. Notalara yüksekliğinin yanı sıra değerleri de eklendi. Böylece notaları herkes kolayca deşifre (çözümleme) etmeye başladı. Müzik dünyasına birçok eser kazandıran sanatçılar aynı zamanda nota dilinide geliştirmişlerdir.

Eserlerinde kullandıkları terim ve işaretler ise onları takip eden sanatçılar tarafından kabul görüp geçerlilik kazanmıştır. Müzikteki ilk notalama işaretleri bilinen bir melodinin yorumundan ibaret iken, seslerin yüksekliklerinin ve zamansal değerlerinin işaretlerle gösterilmesi müzik tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve müzik günümüzdeki modern sanatlar arasında bir bilim dalı olarak hak ettiği yeri almıştır.


Duygu Deniz Uşaklıgil
Rekor Sanat - Keman Öğretmeni